
17 Ağustos 2008 Pazar
Broderline (sınır kişilik hastalığı)
Bir bilgenin sabrını taşırabilecek kadar saldırgan, bir kediyi sakinleştirebilecek kadar uysal, bir topluluğu gülmekten kırıp geçirebilecek kadar pozitif, yanındakileri intihara sürükleyebilecek kadar negatif, bütün gece dans edebilecek kadar enerjik, bütün gün uyuyabilecek kadar yorgun, bir haftalık işi yarım günde bitirecek kadar hızlı, yarım günlük işi bir haftaya yayabilecek kadar yavaş, bir gelincik kadar narin, bir cam ağacı kadar güçlü.
ARABESK ZAMANLAR.....
Varlığın canımı yakıyor, aynı şehirde nefes alıyor olmak, nefes alışımı yavaşlatıyor. Ölmek istiyorum böyle zamanlarda, aklımda sen varken ölemiyorum. Aklımla birlikte ölecek olman korkutuyor ölemiyorum. Yine seni düşünüyorum kısaca. Neden hala seni düşünüyorum bilmiyorum. Hem karşılaşmaktan deli gibi korkup hem de seni görmeyi istiyorum deli gibi…
Deli işi zaten aşk, akıl mantık işi değil. Akıl işi olsa başka birinin kollarındayken sen, seni düşlermiydi bile bile ve istermiydi seni, severmiydi. Seni kimseye yakıştıramazken yanına istermiydi. Beni anımsıyor musun zaman zaman yoksa geçmiyor muyum hiç aklından. Yoruldum aslında seni içimde saklamaktan. Başka çarem olmadığından saklıyorum. Çaresiz bir derde düştüm aklımı kaçırıyorum. Kaçırıyorum her şeyi hayatı belkide. Burada bu şehirde kendimi kendimden kaçırıyorum. Kaçmak isteyen benken, benden kaçıyor her şey ne garip. “Vasat” sözlük de ki karşılığım. Bir karşılığı varsa eğer bu yaşananların seni istiyorum. Evet, hala seni istiyorum seni bana istiyorum. Kanayan yaralarla bu kan kaybıyla yaşamanın ne kadar zor olduğunu gör istiyorum.
Ne çok şey istiyorum ne çok hiçbir şey istiyorum. Çok dayanıklıyım sana dayanıyorum. Sana dayanamıyorum sensizliğe dayanıyorum. Ayakta durmak çok zor oluyor bazen, yıkanda tutanda senken beni ayakta. Beni duymasan da anlamasan da anlayıp bir türlü yanına almamış olsan da, yanındayım aslında. Hayatında varlığında sen var oldukça. Sebebini bilemediğim bir sebepten ayrıldı yollarımız. Ben çok çabaladım kesişmesi için oturup beklemedim yolumdan geçmeni, yine olmadı. Hep yol çalışması vardı benim yollarımda hayatım boyunca. Elimden geleni yaptıktan sonra hayırlısı demekten başka bir çarem kalmadığında, bana hep ‘hayır’lısı düşerken sözlerinin. Bütün olumsuz tümcelerini bende sarf etmişsin ki demek kalmamış elinde hayır’lısı. Evet demişsin evet dedirtmişsin. Ya erken tanıdım o zaman seni ya geç, er yâda geç nerden geçersen geç kimi seçersen seç.
Ben yaşadıkça yaşayacaksın içimde, hep benimle olacaksın istesen de istemesen de…
Sen her zaman kal olduğun yerde;
KALBİMDE…
Tezat
Tanrı
Denemekten, cabalamaktan yorulup cesaretin kirildiginda, bil ki...
TANRI ne kadar ugraştigini görüyor
Kalbin taş kesilecek kadar agladiginda, bil ki...
TANRI doktugun gozyaşlarini sayiyor
Hayatin durdugunu, zamanin aleyhine işledigini duşundugunde, bil ki...
TANRI seni izliyor
Hayallerin yikilmiş, umudun kalmamiş ve kendi kendine neden boyle oldugunu soruyorsan, bil ki...
TANRI cevabini biliyor
Hic neden yokken icinde tuhaf bi huzur hissettiginde, bil ki...
TANRI sana fisildiyor...
Butun işlerin yolunda gidiyor ve teşekkur etmek icin her an bir nedenin daha oluyorsa, bil ki...
TANRI seni kolluyor.
Butun kalbinle diledigin şey sonunda gercek olduysa, bil ki..
TANRI sana gulumsuyor
Nerede olursan ol, ne duşunursen duşun, ne yaparsan yap...
TANRI biliyor
